Film Eleştirisi: SUICIDE SQUAD

SUICIDE SQUAD

Suicide_Squad___

DC Extended Universe’ün 3. filmi olan Suicide Squad ülkemizde biraz gecikerek 12 Ağustos’ta vizyona girdi ve ben de ilk gün izlemiş olmama rağmen biraz geç olarak bu yazımı yayınlıyorum. Bu gecikmenin nedenini yazımın içinde açıklayacağım.

DC severler için oldukça beklentileri karşılayan bir film karşımıza gelmiş bulunmakta. DC Comics’in kötülerle dolu çizgi romanından uyarlanan Suicide Squad kadrosunda mükemmel oyuncular bulunuyor. Margot Robbie, Will Smith, Jared Leto bunlardan birkaçı. Yönetmen koltuğunda ise David Ayer oturuyor. Karakterleri uyarlayan isim ise Justin Marks. Film ekibi hakkındaki bu kısa bilgilerden sonra hikayesine geçmek istiyorum…

Dünyanın en tehlikeli kötü adamları devlet eliyle bulundukları hapisten çıkartılarak bir araya getirilirler ve en güçlü silahlarla donatılırlar ve bir suç örgütünü yenmeleri için göreve gönderilirler. Ancak işin aslı ortaya çıkınca İntihar Timi ne yapacaktır? Toplanan ekipte; nişan almada ve öldürmede usta Deadshot (Will Smith), ateşle oynayabilen El Diablo (Jay Hernandez), kurbanlarını bumerang kullanarak alt eden Captain Boomerang (Jai Courtney), timsah derili Killer Croc (Adewale Akinnuoye – Agbaje), Slipknot (Adam Beach), bir bedeni paylaşan cadı Enchantress ve Dr. June Moone (Cara Delevingne) ve de çatlak Harley Quinn (Margot Robbie) bulunuyor. Ekibin lideri ise June’un sevgilisi Rick Flag (Joel Kinnaman). Rick’in güvenebileceği yardımcısı Katana (Karen Fukuhara) da ekipte yer almaktadır.  Ayrıca kısa kısa flashbacklerde de Batman’i (Ben Affleck) suçluları alt ederken görüyoruz. Ve de bu flashbacklerde Joker (Jared Leto) ve Harley’nin arasındaki aşkın nasıl filizlendiği ortaya çıkıyor. Ekip kendilerine vaat edilenler için görevi tamamlamaya çalışırken Joker ise bu durumu öğrenir ve Harley’yi kurtarmak için yola çıkar. İşler çığrından çıkacak ve Enchantress’in asıl amacı da oldukça tehlikeli bir şekilde farkedilecektir. Bunların yanısıra Flash’ı (Ezra Miller) da kısa ve hızlı bir şekilde filmde görüyoruz.

Neden yazımı yazmakta gecikmeme gelecek olursam; Joker konusunda oldukça ikilemde kaldığımı söylersem yanlış olmaz. Joker’i oynayan Jared Leto 8-9 dakika kadar görünüyor ve bu kısa sürede de işini oldukça iyi yapıyor buraya kadar tamam. Ancak bu bir sinematik evren ve Joker’i sanıyorum ki bu uzun süreçte çok daha fazla göreceğiz. Suicide Squad’da gördüğümüz Joker gangster Joker diyebileceğimiz tipte ve bu durum benimle birlikte bir çok insanı da üzecek bir durum. Nedeni ise karşımızda eğlenceli değil sadece deli ve keko olarak tanımlayabileceğim bir Joker olması. Bunun bu şekilde uyarlanmış olmasında Jared Leto’nun bir suçu tabii ki yok ve oyunculuk açısından Jack Nicholson veya Heath Ledger ile karşılaştırılması kesinlikle yanlış olur. Öyle ki Jared Leto burada kısacık rolünü takdire şayan bir performansla izleyiciye yansıtarak kendini sevdiriyor da. Bu bahsettiğim durumu suç olarak görmek de pek doğru sayılmayabilir. Sonuçta filmin teknik ekibinin verdiği bir karar ve bu profesyonellerin kararını beğenmesek de saygı duymak durumundayız. Söylediğim gibi üzüldüğüm konu Joker’in çok coşkulu ve az karizmatik olmaması diyebilirim. (Oldukça karizmatik olduğunu eklemeden geçemeyeceğim.) Bundan dolayı da filmi çok yermemek adına biraz araştırma ve üzerine düşünmek için yazıyı yayınlamakta geciktim. Joker filmde az zaman almış olsa da bu paragrafı uzatmamda bunun bir dizi olarak düşünülmesi gerektiği sebebi yatıyor. Yani bu film dizinin 3. filmi ve maalesef Joker artık bu karakterde, diğer filmlerde de Joker budur. Tabii bazı analizlerle karakterde küçük değişiklikler olmadığı sürece… Ki bunu umuyorum.

Artık daha uzun süre almış oyunculardan bahsedebilirim. En çok dikkat çeken iki karakterden biri olan Deadshot’la başlamak istiyorum. Evet bu insanlar kötüler ama bu bir çizgi roman veya çizgi film değil ve de tabii ki bu insanlar İNSAN. Dolayısıyla duygusal yönleri de gözler önünde. Deadshot kızını çok seven bir baba ve büyük paralar karşılğı insanları öldürüyor. Günün birinde ise Batman tarafından yakalanarak hapse tıkılıyor, bunu da flashbacklerden birinde görüyoruz. Kızını tekrar görmek için her şeyi yapabileceğini de görebiliyoruz. Will Smith kötü adam rolü için çok uygun olmadığını düşündüğüm bir aktör olsa da Deadshot rolüne oldukça uyum sağlamış ve mükemmel bir performans sergilemiş. Esprili ve karizmatik tavırlarıyla kendini de sevdirmiş olabileceğini düşünüyorum. En azından ben sevdim. Şunu da söylemeliyim. Bu film kötüleri olduğu gibi kötü göstermediği için serinin ilerki filmlerinde ya Justice League’le birlik olabilir ki bunu asla istemem, ya da ortada kötüler olarak algılanmayacak bir durum yaratılarak yine de Justice League’in karşısında yer alır.

Harley Quinn ise ikileme meydan bırakmayacak bir Margot Robbie performansı ve harika bir uyarlama ile beyazperdeye yansıtılmış. Bilgisayar oyunları, çizgi romanlar ve çizgi filmlerde Harley Quinn nasılsa burada da öyle. Sadece şunu söyleyebilirim; yeterince acımasız halini göremedim. Belki daha sonra o hali de karşımıza çıkar. Ancak deli, sevimli, seksi, korkusuz Harley Quinn için tek bir aktris uygun olabilirdi; o da Margot Robbie. 26 yaşındaki genç oyuncuyu uzun ve başarılı bir kariyer bekliyor bu çok belli. Bu sene çıkan diğer bir filmi olan The Legend of Tarzan’da da filmin pek başarılı olamamasına rağmen güzel bir performans sergilemiş ve ben dahil bir çok sinemaseverin bu filmi daha büyük bir heyecanla beklemesine sebep olmuştu. Böyle oyunculuklara karşı yapabileceğim tek şey teşekkür etmek olur ve Margot Robbie’ye ve onu bu role uygun bulan teknik ekibe teşekkür ediyorum.

Harsh Times, Street Kings, End of Watch, Fury gibi başarılı filmlerin yönetmeni David Ayer birkaç hayal kırıklığı yaratan duruma rağmen Suicide Squad’da da başarıyı yakalamış görünüyor. Bir diğer Suicide Squad filmi olacak olursa yine yönetmen olarak görmek istediğimi kendi adıma söyleyebilirim.

Şöyle bir bilgi vererek yazımı da sonlandırmak istiyorum. 1 Ağustos’tan itibaren dünyada vizyona giren (Türkiye’de 12 Ağustos) Suicide Squad’ın bütçesi 175 milyon $’dı ve şu ana kadar dünyada gişesi ise 477 milyon $’a ulaşmış bulunmakta. ABD’de 233 milyon $, Türkiye’de ise şu ana kadar 3,5 milyon TL gişe yapan filmin daha başarılı olması dileklerimle…

Kanun Kalkan

 

 

 

 

 

 

Leave A Response

*