Spielberg Ataturk’ün Hayatını Çekiyor

lincoln-ataturkUsta yönetmen STEVEN SPIELBERG yaptığı açıklama ile LINCOLN filminden sonra şimdi de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün filmini yapacağını duyurdu…

SPIELBERG, Türkiye Turizm Bakanlığı kanalıyla kendisine bu yönde gelen teklifi değerlendirdikten sonra bu kararı aldığını ve Atatürk’ün hayatını okuduktan sonra bu muhteşem liderin bütün dünyada çok daha fazla tanınması ve bilinmesi yolunda katkı sağlamaktan da büyük onur duyacağını ilave etti….

Evet.. Değerli okurlar ne güzel olurdu değil mi, yukarıdaki olay hayal değil de gerçekleşmiş olsaydı siz bu satırları okurken…

Ama tabii ki şu an itibarıyla yalnızca uçuk bir hayal olmadan öteye gidemiyor.. İnşallah bir gün  gerçekleşir demekten başka bir şey gelmiyor elimizden..

Bu arada, yukarıdaki satırlar SPIELBERG’ ün LINCOLN filmini seyrettikten hemen sonra taze taze yazılıyor.. Hem çok güzel bir baş yapıt seyretmiş hem de muhteşem bir lideri daha yakından tanımış olmanın kalbimiz ve beynimizde bıraktığı lezzetle..

Filmi Kozyatağı’ ndaki KOZZY Alışveriş Merkezi sinemalarından 2 numaralı salonunda seyrettik..

İnsan düşünmeden edemiyor doğrusu; Bu kadar para harcayıp, böyle bir alışveriş merkezi yapıp da bu kadar kötü bir sinema salonun yapmayı acaba yalnız biz Türkler mi becerebiliriz diye? Rezalet rahatsız koltuklar, bangır bangır insanın beyninde patlayan bir ses düzeni.. Salona film başladıktan sonra gelip de en arka sıraya oturmaya çalışanların gölgelerinin perdede nasıl oynaştığı vs … Yapan teknik adamlara (veya yaptırana) tek kelimeyle bravo doğrusu.. bu yetenekleri için..

Filme gelince, bazı internet sitelerinde yazılan olumsuz yorumlara asla kanmayınız; Yok efendim film Amerikan propagandasıymış, çok sıkıcı konuşmalar varmış vs vs … Bunları yazan kişiler ya bilgisiz, ya gözlük eksikleri var veya kötü niyetlilerdir olsa olsa..

Zira, gayet de güzel bir baş yapıt olmuş film ve buram buram SPIELBERG kokuyor çoğu yerinde..

Evet filmde bir sürü konuşma var.. Ne olacaktı yani? Sevişme mi olacaktı, yoksa tepişme veya adam boğazlama mı Kuzey ve Güney askerleri arasında?

Film zaten Amerika’nın gelmiş geçmiş en büyük 2 adamından birinin, insanlık tarihine imza atmak üzere yaptığı mücadeleyi anlatıyor.. Adamın askerleri cephede savaşırken kendisi de mecliste/senatoda savaş veriyor.. Zira, gayesine ulaşabilmesi için gereken kararı çıkaracak olan merci meclis ve senato..

Dahi yönetmen konuyu işlerken LINCOLN’u de o kadar incelikle ve arada esprilerle süsleyerek anlatıyor ki müthiş bir lezzet yolculuğu yapmaktan alıkoyamıyor insan kendini.. ve birçok sahnede bu müthiş Amerikan liderini daha yakından tanıma şansını yakalıyorsunuz..

Tabii bütün bu yazdıklarımız Muhteşem Yüzyıl’ile, Kurtlar Vadisi’ni baş tacı edip bu dizileri “iyi” diye nitelendirebilen bir anlayışa sahip olan bir kültür yapısına fazla gelebilir.. Çok diplerdeyiz velhasıl çok…

Bir de işin şu yönü var; Şu anda bu filmi dünyada yüz milyonlara insan izliyor.. Düşünsenize bir.. Bu sayede bu değerli devlet adamı yani LINCOLN’ de ölümünden yıllar sonra bir kere daha hayranlık ve sevgiyle anılmış oluyor..

Şimdi gel de hayıflanma.. Keşke ülkemizde işini gerçekten bilen, cesur ve yüreği Atatürk ve Türkiye sevgisiyle dolu (tabii en kritik kriter bu.. hele içinde bulunduğumuz dönemde) yetkililer (bakan, hatta Başbakan bile dahil) çıksa da dahi yönetmeni böyle bir ATATÜRK filmi yapmaya ikna edebilseler.. Düşünsenize hele bir ne muhteşem olurdu.. Atatürk’ün anısı ve tabii dolayısıyla Türkiye’nin dünyadaki tanıtımı için…

Bizim Atatürk’ümüz gerçekten de muhteşem bir devlet adamı olan ve tarih yazan LINCOLN’den aşağı mı kalır? Asla.. Yabancılar bu yüce adamın Türkiye için hangi imkansızlıkları yenerek neler yaptıkklarını duyunca nerdeyse şaşkınlıktan küçük dillerini yutuyorlar, zira..

Ne dersiniz? Var mı böyle bir hayali gerçek haline dönüştürebilecek öyle bir babayiğit bugün itibarıyla.. ? Yüreği memlekete sevgisiyle tutuşan yaratıcı bir beyin – ve de Atatürk düşmanı olmayan tabii …

Zor görünüyor değil mi? Haklsınız, umut Kaf dağının arkasından da ötede.. Başka bir bahara belki (veya yüzyıla).. Bugün itibarıyla yapabileceğimiz yalnızca hayıflanmak olsa gerek, LICOLN tarzı “adam gibi yapıtları” seyrederek

Kaynak: TİN

Leave A Response

*