Toplumuzda Kadın ve Sorunları

Kadına yönelik şiddet toplumsal bir sorun. Sadece bizim ülkemize has değil, pek çok ülkede de bu sorun yüzyıllardır yaşanıyor ve yaşanmakta. Dünyadaki kadınların neredeyde yarısına yakını fiziksel ve psikolojik tacize uğruyor..

Kadının “toplumsal cinsiyet” bağlamında yaşadığı eşitsizlikler, ayrımcı uygulamalar onun yaşama hakkını bile kullanamamasının ortamını hazırlamaktadır. Bu açıdan ülkemizde var olan ve kadına yönelik şiddetin en uç noktası olan “namus cinayetleri” dikkat çekici düzeydedir. Ülkemizde, resmi kayıtlarda namus cinayeti nedeniyle öldürülen yaklaşık 500 kadın olduğu bildirilmektedir.( 5 yıllık bir dönemde) Ancak, bu suçu tanımlamak pek de kolay olmadığından gerçek rakamın bundan daha fazla olduğu söylenebilir. Namus cinayetleri Türkiye dışında Pakistan, Ürdün, Mısır ve Umman gibi ülkelerde de bildirilmiştir.

Bekaret kontrolü, kadının insan haklarının ihlal edilmesidir ve haklı gösterilemez, ancak özellikle Türkiye’nin kırsal yörelerinde genç kızlar ve kadınlar keyfi bir şekilde bekaret kontrolüne maruz kalmaktadırlar. ve kız ya da kadın buna karşı hiç bir şey yap(a)mamaktadır. Düğün öncesi yapılan kızlık zarı kontrolleri hala devam etmekte ve aslında ne kadar onur kırıcı olduğu ve kiiişinin onurunu rencide edici olduğu dikkate alınmamakta

Türkiye’de kadın sağlığı sorunları incelendiğinde; daha doğumda erkek çocuğun tercih edilmesinin yaygınlığından başlayan, ergenlik döneminde, özellikle kırsal alanda ve Doğuda erken evlilik ve ergen gebeliği ve bunun yarattığı sorunlarla karşılaşılmaktadır. Doğurganlık döneminde kadınlar arasında riskli gebeliklerin yaygın olmasından, aşırı doğurganlık ve bunun yarattığı sağlık sorunlarına, menopoz-menopoz sonrası dönemde ve yaşlılık döneminde ise kadınların neredeyse “yok sayıldığı” bir sorunlar yumağı ile karşılaşılmaktadır.

Önemli bir ayrıntı ise, bu gibi sorunların eğitim düzeyi ile ilişkili olduğu. Kırsal kesimlerde sorun daha fazla.

Ülkemizde, göreceli tüm iyileştirmelere karşın, kadının toplumsal statüsü, sağlığını ve sağlık hizmetlerinden yararlanmasını önemli ölçüde etkileyecek kadar düşüktür. Eğitim, hukuk, sosyal ve siyasal alanda cinsiyetler arasındaki eşitsizlikler kadının toplumda, özel olarak aile içinde kadın sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Aile içinde bireyler arasındaki iletişim eksikliği, başlık parası ve zorla evlendirme gibi geleneksel uygulamalar, kadına yönelik şiddet sorunları hâlâ varlığını sürdürmektedir.

Medyada kadının cinsel bir meta olarak ele alınması da kadının toplumsal statüsünü olumsuz olarak etkilemektedir. Bunun suçlusu ise kadının kendisidir. Kendini kullandırıyor olmasıdır. Her şeytin para olmadığı, onur ve şerefin var olduğu gibi değerler artık hükmünü giderek ne yazık ki gideriyor. Kadın kendini kullandırmaya devam ettiği sürece  cinsel meta olmaktan çıkamayacak, çıkmayacaktır.

Zaten o eğitimi almamış erkek, karşısında yarı çıplak bir kadını görünce onu herşeye hazır sayıyor ve istediğini yapma hakkını kendinde buluyor. Her şeyi iki bacakla sınırlayan erkek ağırlıklı bir toplumda kendini ispat etmek hiç kolay değil ülkemizde…

Leave A Response

*