Urla’da Tatile Ne dersiniz


URLA, çok eski bir yerleşim merkezi özelliğindedir. Tarihi M.Ö. 2000 yıllarına kadar uzanır. Urla’nın o devirlerdeki adı Klazomenai’dir. M.Ö. 2000 yıllarının sonlarında Ege göçleri sonucu, Dor’ların orta Avrupa içlerinden aşağıya, Yunanistan’a inmeleri ile Yunanistan’da oturan İon’lar Anadolu’ya geçerek İzmir Körfezi’nden Mandalya Körfezi’ne kadar uzanan bölgede yerleşmişlerdir. O devirlerdeki kargaşadan dolayı Anadolu’ya gelerek yeni kentler kurmuşlar. Hatta Hititler gibi büyük devletler bile bu kargaşadan etkilenmiştir. Bu bölgeye İonia adını vermişler.

İon kolonizasyonu olarak adlandırılan bu olay, zamanla yayılmış ve Smynnaa (Eski İzmir) ve Phokaia(Eski Foça) Aiollerin elinden koparılıp alınmış ve birer İon kent devletine dönüştürülmüştür. LimanTepe’den çıkan eserler…Klazomenai antik kentinin kalınrıları Urla’nın İskele mahallesinde bulunmaktadır.

İzmir’in güneyinde şirin mi şirin bir belde Urla’ Yeşili ve mavisi ile kirlenmemiş bir yer. İnsanları dost, sıcakkanlı’ Misafirperver halkı sizi memnun etmek için yarışır adeta.

Liman çevresi Yunanlı turistlerin uğrak yeridir. Pek çok restoran hizmet vermektedir, Karantina adasının bulunduğu yerde çok fazla araç trafiği görülüyor. Karantina Adası adını Osmanlı Devleti döenminden alıyor. O dönemde burada tahaffuzhane yapılmış. Böylece uzak diyarlardan gelen gemilerin tayfa ve yolcuları karaya ayak basmadan önce bir çeşit taramadan geçirilirmiş. Şimdi ise Urla Devlet Hastanesi olan bu yer görülmeye değer. İnce bir yolla karaya bağlana hastanenin bulunduğu yer küçücük bir adacık şeklinde. Akasyalar, zambaklarla çevrili yeşil ve mavinin bütünleştiği burada, hasta insanlar havası ile bile psikolojik olarak iyileşebilir.

Evliya Çelebi Seyahatnamesinde burada 250 zeytin değirmeni ve 1000 haneden bahsediyor. Çelebinin gözlemleri bugünde kısmen geçerli. Asıl Urla merkezi güneyde ve denize direk kıyısı yok. Evler ve sokaklar özgünlüğünü koruyor. Ticari olarak çok canlı bir merkez ve çevre köylerin de pazarı.

Urla adını ‘Vourla’ yani katırkuyruğu’ndan alıyor. Burada pek çok rum evlerine rastlayabilirsiniz. Zeytinlikleri ve mandalina bahçeleri ile çevrili yerin halkı kendi yiyeceğini kendi sağlar. Sabununa kadar kendileri yaparlar. Eğer yolunuz Urla’ya düşecek olursa herhangi bir evin kapısını çalın. Bir adet sabun isteyin. Hemen vereceklerdir. Zeytinyağından yaptıkları bu sabunlar, saç dökülmesinden, cilt hastalıklarının bir bölümüne kadar dertlere şifadır. Urla’nın Kaynarpınar mevkii ise doğanın temizliği, ve doğallığı ile insanı mest eder. Hele hele burada günbatımını seyretmek ayrı bir haz verir insana. Urla oldukça hareketli olur yazları. Çeşitli festivaller etkinlikler düzenlenir. Turistlerin de akınıyla dolup taşar.

Malgaca İçmeleri, Özbek ve Gülbahçe’deki şifalı sular, bakir ormanlar ve koylar, Urla’nın sahip olduğu doğal zenginlikler olarak göze çarpıyor. Günümüzden 8 bin yıl öncesinden başlayarak, birçok medeniyete ev sahipliği yapan ilçede, arkeolojik ve tarihi alanların sayısı da oldukça fazla.Dünyanın hayran kaldığı İyon şehirlerinden antik Klozomenai kenti, Limantepe Höyüğü ve 2 bin 600 yıllık tarihi geçmişe sahip, Anadolu’nun en eski zeytinyağı işliği görülmesi gereken yerler arasında yer alıyor. Tarihi cami ve mescitler, türbeler ve 20’nin üzerinde tarihi çeşme de ziyaretçilerini bekliyor.

ÖZBEK KÖYÜ : Balıkçılık ve ziraatle geçinen köyün camisi içinde asırlık ağaçlar var. Otantik havası ve yarımadanın batı kıyılarındaki yat limanı görülmeye değer. GÜVENDİK TEPESİ: Çeşmealtı üstündeki bu tepeden açık havada İzmir Körfezi’ni görmek mümkün. Güneşin doğuşu ve mehtaplı gecelerde sunduğu inanılmaz görüntüleriyle ünlü. Tepede leziz et yemekleri yiyebilirsiniz. MALGACA İÇMELERİ : Mide, böbrek,safrakesesi hastalıklarına iyi gelen içme suyuyla ünlü. Ayrıca kilometrelerce uzunluğunda doğal plaja sahip. KOKARKÖY: Urla’nın güneyinde. Kokarkoy’da, hem tarihi hem de doğal güzellikler bir arada. Kokarkoy’un temiz denizi bazı yerlerde 98 m derinliğe ulaşıyor.

KAYNAK: TÜRKİYEİNTERNETTE

Leave A Response

*