Zaman Olsun Orospu

vardiya dönüşü nasırlı ellerle gelen
ucuz bir oyuncaksa
son limitinde gezinen bir çocuğun düşü
şair malzemesi gibi
ne kadar hüzün varsa
ve gülümsüyorsa hala bize
kahverengi gözlerde mavi gören
ele geçmemiş ilk aşklara düşen kederlerle
yürünmüş yolları görmüş
kara tenli çocuk

gökyüzü tarlası gayri talan
yapışır en yenik skoruna geçmişin
oysaki yitip gitmişti zaman…

işi çoktu taştan duvar ören insanların
umutları tırtıllarca kemirilen
kağnı gölgesinde ölü yakan ateşte yanan
yalnızlığı lal olmuş yılan derisi bir kent gibi
sınanmış ikametlerde suya eğilen bir ceylan ifadesi
göz çukurlarında kalmış şafağın şeffaf hayali…

bendim o…
bir gülüşle düşleri sevindiren

ki
kırık bir ayna yaklaştırırken alın çizgilerimi
sen üşüme diye güneşi çekerdim üstüne
köle bir rahimin
kimsesiz sireni gibi…
balmumu mabetinde muska hünkârı
külsüz çığlıklı
ağıtlarla taralı
çocukları ağlardı hüzünlerin

diyelim ki bir zindana sürüklemiş sizi ayaklarınız
acemi bir böcek yürümek isterken bacaklarınızda

 diyelim ki
yara almış sessizliğiniz

 dilini bilmediğin bir şiir çıkar karşına
demirin daha bilinmediği dönemlerden
tanırsın onu
fındık çotanakları
pamuk kozası
şaraplık üzüm vardır içinde…

bilirsin!

‘’korkaklar yaşar’’…
şimdi bütün cellâtlar işsiz
eskiciler
siyah beyaz anıları yakarak ısınır teneke sobalarda…

gözyaşları sağlamasız
en naif güney rüzgârları
eşit bir masumiyet, çocuksu
kahverengi gözlerde mavi gören
vardiya dönüşü nasırlı ellerde gelen
zaman olsun orospu

Kenan Can Yoldaşlar

Leave A Response

*