GELİNCİK Ben en çok gelincik çiçeklerini sevdim dokunulduklarında hemen solan, koparıldığında boynunu büken… ama en çok da özgür oldukları...

Su…. Denizde su, Havuzda su…. Hiç aynı mıdır havuzla deniz? Biri alabildiğince özgür, diğeri dört tarafı kapalı esir… Karar...

  O bir sakız ağacıydı, alelade; Bir gün o yeşil sahile çıktı geldi, O zaman bu zamandır memnun yerinden; Seyreder bulutları, göğü,...

yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani...

Bu ülkede ölmek kolay, zor olan yaşamak Silikozis olursun, kot taşlamaktan,madende çalışmaktan; ölürsün.. 13 yaşında kız çocuğuna tecavüz...

o kadınlar üşümezlerdi kışın soğuk akan nehir kenarlarında, avlularında tulumbadan çekilen suyla çamaşırlarını yıkarlarken bile üşümezlerdi… tıpkı...

Samsun’a ayak basmış Kahraman bugün, Çayır, çimen yeşermiş zafer yolunda Davul zurna sesinde şahlanır düğün, Gönlüm coşup öter...

geç silinen duvar yazılarında kırılacak eşyaya benzetilirmiş yerin göğün birleştiği yer yaşamda ‘’olan’’ ve ‘’olabilecek’’...

vardiya dönüşü nasırlı ellerle gelen ucuz bir oyuncaksa son limitinde gezinen bir çocuğun düşü şair malzemesi gibi ne kadar hüzün varsa ve...

  sessizliğe saklanıp, karanlıkta kalanlar ışığın kıymetini iyi bilirler gülüm… sus? dediler susmadım. karışma? dediler çocukluğumdan...