Film EleÅŸtirisi: MISS PEREGRINE’S HOME FOR PECULIAR CHILDREN

MISS PEREGRINE’S HOME FOR PECULIAR CHILDREN

miss_peregrines_home_for_peculiar_children___   Türkiye’de Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları ismiyle 30 Eylül 2016’da vizyona giren Düşsel yönetmen Tim Burton’ın yönetmenliÄŸini üstlendiÄŸi, 20th Century Fox’un yapımcı ÅŸirketi olduÄŸu Miss Peregrine’s Home For Peculiar Children Tim Burton sevenler için tam anlamıyla beklentileri karşılıyor.

Cast ekibi oldukça iyi gözüküyor, öyle ki başrollerde;  Eva Green, Asa Butterfield, Samuel L. Jackson, Chris O’Dowd, Terence Stamp, Ella Purnell isimlerini görüyoruz.

Hikayesine geçecek olursak; Jacob (Asa Butterfield) büyükbabası Abe’in (Terence Stamp) anlatmış olduğu ilginç hikayelere inandığı ve garip yaratıklar gördüğünü sandığı için delirmiş olduğunu düşünmektedir ancak bir yandan bu durumun üzerine giderek ipuçlarını takip etmek ister ve babasıyla beraber gizemli bir adaya doğru yola çıkar. Adada Miss Peregrine’s Home For Peculiar Children adında bir ev bulur ve evin ilginçliklerini araştırırken kendini tuhaf bir maceranın ortasında bulur. Ransom Riggs’in aynı isimli dünya çapında çok satan romanından uyarlanan film Tim Burton’dan beklenen bir film olmuş. Johnny Depp ve Helena Bonham Carter’ın olmaması dışında tabii…

Film ilk yarısı sıradan bir çocuk filmi gibi başlasa da aşırı derecede korkunçluklarıyla bu durum dengelenerek Tim Burton’ın tuhaflık anlayışını izleyiciye yansıtıyor. Korkunçluk ya da kıskançlığın kötülüğe yol açmayışı, normal hayatta olduğu gibi sadece kişilik özelliklerinden biri olarak kalması bu filmin gerçekçi bir yanı olarak gözümüze sokuluyor desem yanlış olmaz. Açıkçası ilk başta Nanny Mcphee, A Series of Unfortunate Events gibi filmleri anımsatsa da Tim Burton farkını koyuyor ve zaman zaman izleyiciyi yerinden hoplatan, şaşkınlıktan ağzı açık bırakan bir eserle başarıyı yine yakalıyor. Saydığım filmlere haksızlık etmek istemem tabii ki onlar da oldukça iyi filmlerdi.

Rotten Tomatoes’a göre %64 ile çürük çıkmayan ancak vasatı da aşmamış gözüken bu film pek de ailecek izlenecek tarzda bir yapım değil doğruyu söylemek gerekirse. Ayrıca şu ana kadar IMDb’den de 7,1 puan alarak en azından Tim Burton için bile izlenebilir olduğunu gösteriyor. Benim şahsi olarak ise izlenmesini tavsiye ettiğim bir film.

Tim Burton’ın daha önceki filmlerinden de aşina olduğumuz bir durum sözkonusu. Bazı önemsiz küçük ayrıntılara dikkat etmeyen yönetmen, küçük hatalarla filmin akışını bozmasa da dikkatli izleyiciler için üzücü bir durum yaşatıyor. Filmden spoiler vermemek için konuyu açmıyorum ve çok da önemsenmemesi gerektiğini de ekliyorum.

Oyuncu seçimleri konusunda birkaç isim üzerinde duracağım. Öncelikle başrol Asa Butterfield, Nanny Mcphee and the Big Bang, Ender’s Game gibi filmler ve müthiş bir film olduğunu düşündüğüm Hugo ile karşımıza çıkmıştı. Genç aktörün yolu oldukça açık görünüyor ve bu filmde de uysal, meraklı, ergen ama gerçek hayatta olması gerektiği gibi gördüğü şeyler karşısında korkan bir karakteri izleyiciye yansıtmış. Oyuncu hakkında söylenecek tek bir kötü söz olmadığını düşünüyorum.

Ella Purnell’ı ise henüz çok büyük işlerde göremesek de bu filmde kuş kadar hafif bir karakter olan Emma Bloom’a hayat veriyor ve yağ gibi bir oyunculukla izleyiciyi kesinlikle büyülüyor. Daha önce kısa film Candy’de ve The Legend of Tarzan’da çok kısa da olsa görmüş olduğumuz aktrisin de önü Asa Butterfield kadar açık görünüyor.

Miss Peregrine rolünde ise Arsene Lupin, Kingdom of Heaven, Casino Royale, Dark Shadows, 300: Rise of an Empire, Sin City: A Dame to Kill For gibi başyapıt kıvamındaki filmlerde kendini ispat etmiş olan güzel oyuncu Eva Green baktığı çocuklara olan sevgisi ve fedakarlığıyla Miss Peregrine’i fazlasıyla sevdiriyor.

Son olarak da Samuel L. Jackson’dan kısaca bahsetmek isterim. Filmdeki süresi ne kadar kısa olsa da bunu göz doldurucu oyunculuğuyla doldurmuş olması takdire şayan. Kötü rolde görmeye pek alışık olmadığımız aktör hakkını vererek bunu yerine getiriyor ve Barron karakterini korkunç ve kendince espritüel bir şekilde izleyiciye yansıtarak iyi bir iş çıkarıyor.

Kısacası Tim Burton tarzını net olarak gördüğüm, başyapıt olmasını bekleyemeyeceğim, vasat ama iyi vakit geçirmemi sağlayan ve benim fikrime göre çocukların izlememesi gereken (korku unsurları sebebiyle) güzel bir yapım olmuş. Şu ana kadar ülkemizde ilgi gördüğü aşikar öyle ki; ilk haftasonuna 983.598 TL hasılat ile giren filmin daha başarılı olması dileklerimle…

Filmi izlemiş olduğum Cinetime’a da teşekkür etmek istiyorum. Ses sistemi, görüntü kalitesi, reklamlar hakkındaki sinema izleyicisini önemseyen tavırda bilgilendirmeler, fiyatlar, çalışan görevlilerin işini iyi yapması ve daha önce şikayetçi olduğum bir konu olan film bitmeden kapanması gibi sinir bozucu durumların yaşanmaması neredeyse beni duygulandırdı. Dolayısıyla Cinetime’a da tam puan vererek yazımı sonlandırıyorum.

Kanun Kalkan

 

Leave A Response

*